Geçmeliydi. Her ne kadar elleri titrese de, iyi olduğunu
onlara gösterecek, sonra da vazifesine geri dönecekti.
Bir el omzunun üzerinden uzandı ve Ryan’a bir şişe su verdi.
“Teşekkürler,” dedi ama suyu olduğu gibi bıraktı.
Newman, “Bunun zor olduğunun farkındayım,” dedi. “Ama şimdi
sizden ne kadar çok şey öğrenirsek, genelkurmay ilerde o kadar az şey talep
edecektir. Beni anladığınızı düşünüyorum.”
“Evet.”
“Aynı zamanda sizi daha iyi analiz edebilmemiz için
hadisenin farklı yönlerini gözden geçirmemiz de çok önemli.”
“Tamam. Sorun yok, devam edin.”
“Pekâlâ.” Newman, Julie’nin kullandığı dizüstü bilgisayarın
tepesinden baktı. “Nerede kalmıştık?”
Julie, “Miriam adlı kızda,” dedi. Gözleri çırpınarak ekranın
üzerine doğru yol aldı, Ryan’ınkileri yakaladı ve sonra hemen aşağı indi.
Newman önünde duran sarı not defterine kalemiyle bir çizgi
çekti. “Evet, tabii ya. O an kamera hala kaydediyordu, değil mi?”
“Evet.”
“Elleri ve kolları kırılmış çocukların resimleri hala
duvardaydı…”
Ryan, “İkincil zarar,” diyerek düzeltti.
“Kahlide’in Irak’taki ikincil zararla aynı kefeye koyduğu
çocuklar. Kadınlar ve çocuklar.”
Sayfa -109-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder