31 Ağu 2013

Sadakatin Rengi

Sadakatin Rengi - David Baldacci


Kusursuz altın renkli bir tunik ve kahverengi pantolonlu ufak tefek bir adam içeriye büyük bir tepsiyle bir demlik sıcak çay, fincan ve tabak, saç pideleri ve kekler getirerek, bunu büyük zevkle seçilmiş çizgili desenli kumaş kaplı, yer aldığı odanın muazzam boyutlarıyla kıyaslandığında önemsiz görünen devasa koltuklu sedirin üzerine bıraktı. Tavan yüksek, duvarlar deri kaplıydı. Kitaplıklar maun ağacındandı ve okunmuş gibi görünen kalın ciltli kitaplarla doldurulmuştu. Bir köşede en az bir metre seksen santim yüksekliğinde metal bir yerküre, pencerelerden birinin yakınında ise eski moda yan yatmış bir yazı masası vardı. Diğer uzun, alçak bir masanın üzeri çoğu açık ve ters çevrilmiş olan düzinelerde kitapla doluydu.
Adam çıktıktan sonra Altman, “Bu Herbert. Asırlardır benimle birlikte. Evle ilgili her şeyle o ilgileniyor. Onsuz yapamazdım,” dedi.
Mace, “Hepimizin hayatında bir Herbert olmalı,” dedi.
Altman çayları doldurup yiyecekleri uzattı.
Roy bir yandan çay fincanı ve tabağını bir dizinde dengeleyip, bir yandan da yaban mersini kekinden bir lokma ısırırken, “Oldukça büyük bir mülkünüz var,” dedi.
“Tabii ki artık burası benim için çok büyük fakat çok sayıda…
Sayfa -91-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder