“Nimrod Şirketler Grubu adını araştırdım,” dedi Richard.
“Öyle bir güvenlik firması yok. En azından İngiltere’de.”
Üçü birlikte terasta oturuyor, geç kahvaltının tadını
çıkarıyorlardı. Beryl ve Richard her zamanki gibi yanak yanağa sokulmuşlar,
kahkahalar atarak birbirlerine aşk dolu bakışlar atıyorlardı. Kısacası, yeni
nişanlı bir çiftten beklenildiği gibi davranıyorlardı. Bu sırnaşmanın bir kısmı
da havadaki beklenmedik soğuma olabilirdi. Yaz kesinlikle sona ermiş, diye
düşündü Jordan, üzüntüyle. Fakat güneş parlıyor, bahçeler inatla çiçeklerini
açıyordu ve dün geceki şampanyanın bulanıklığını kafasından temizlemenin yolu
terasta yapılan canlandırıcı bir kahvaltıydı.
Şimdi, iki fincan kahveden sonra Jordan’ın beyni sonunda
çalışmaya başlıyordu. Bu sabah kendini sersem gibi hissetmesinin tek nedeni
şampanya değil, uykusuzluktu. Gece boyunca aynı rüyayla, terleyerek defalarca
uyanmıştı.
O kadının rüyasıyla. Yüzü karanlığın ardından gizlenmiş olsa
da, saçları gümüşi dalgalar halinde, parlak bir ışık halkası gibiydi. Jordan’a
doğru uzanmış, sıcak ve davetkâr parmaklarını yüzünde gezdirmişti. Dudakları
birleşip Jordan’ın elleri gümüşi buklelerin arasına gömülürken bedeninin
onunkine dayanarak dans ettiğini görmüştü. Gözlerinin içine bakmıştı. Bir
panterin gözlerinin içine.
Şimdi ise sabah ışığında, rüyanın sembolik anlamı oldukça
net anlaşılabiliyordu. Panterler. Tehlikeli kadınlar.
Zihnindeki görüntüden kurtulup kendine bir fincan daha kahve
koydu.
Sayfa-41-
http://www.kitapas.com/urun/golgesizlerin-tutkulu-dansi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder