…şişip kararmıştı. Çenesinde küçük bir kesik, alnında başka
bir kesik vardı. Dayak yemişti. Biri onu feci şekilde dövmüştü. Midem altüst
olmuştu. Gözlüğümü gözlerime yapıştırırken titriyordum.
“Bu halkayı çıkarmak istiyorum,” dedi Jasper, kısık sesle ve
başı eğik halde. “ Ama düğümü çözemiyorum. Halka bile değil. Baksana. Sadece
düğüm. Hepsi göstermelik. Belki de iş bitene kadar asılmamıştı. Belki daha önce
öldü. Kesmek zorunda kalacağım, Charlie.
Ama dikkatli olmam gerek.”
Başımla onayladım.
Jasper bıçağı almak için kalktı. Hemen onun geri dönmesini
diledim.
Laura’nın canını yakabilirmiş gibi, bir cerrahın titizliği
ile ipi kesti. Duyabildiğim tek şey o hafif kesiklerdi. Şık. Şık. Şık. Sonunda
ip çözüldü. Yerimde hafifçe sıçradım. Belirgin bir şeyi başarmış gibiydik ve
Jasper yavaşça ipi çıkardı. Paha biçilmez bir gerdanlığı çıkarır gibi.
Laura’nın boynundaki koyu renk izlere ikimizin de hazır
olduğumuzu sanmıyordum. Tüylerim diken diken oldu. Ellerim uyuştu. Jasper boğazına
bir şey takılmış gibi bir ses çıkardı ve dişlerini sıktı.
Jasper, Laura’nın cesedini şöyle bir inceledi. Elmacık
kemiğinin üzerindeki ve omzundaki ince sıyrıklara dokundu. Parmaklarını
Laura’nın kaymaktaşı gibi kollarından aşağıya kaydırdı. Tuhaf ve sessiz bir
incelemeydi. Benimde aynı şeyi yapmamı beklememesini umuyordum. Laura’nın
bacaklarına, ayak bileklerine ve ayaklarına baktı. Kaşlarını çattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder