PKK’nın Yunanistan ile yakın ilişkileri vardı. Basında zaman
zaman PKK’lıların Yunan istihbaratçılar ve subayları tarafından eğitildikleri
yazılıyordu.
Türk istihbarat birimleri bu ilişkileri izlemekle, doğrudan müdahalede etmek yerine basın
üzerinden mesaj vermekle yetiniyordu.
Türkiye’de ormanlar yakılıyor, turistik yörelerde bombalar
patlıyor, Yunanistan’ın şımarıklığı ve küstahlığı giderek artıyordu. Bıçak
kemiğe dayandığında aynı şeyler Yunanistan’da da olmaya başlıyor ve birdenbire
Türkiye normale dönüyordu.
Abdullah Öcalan, kuşkusuz en büyük desteği 12 Eylül
darbecilerinin NATO’ya dönmesine izin verdikleri Yunanistan’dan görüyordu.
Abdullah Öcalan, Şam’da yaşıyordu, ama PKK’lılar
Yunanistan’da barınıyor, kamplarda kalıyor; uluslar arası ilişkiler Atina
üzerinden yürütülüyordu. Herkes Almanya ve Fransa üzerinde dursa da Suriye
kadar Yunanistan’ın da Öcalan ve PKK’yı koruyup kolladığı açıktı.
Abdullah Öcalan 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıktıktan sonra
kendini Yunan istihbarat elemanlarının kucağına atıyor, canını bunlara emanet
ediyordu.
Öcalan’a en yakın isimlerden biri ve en önemlisi Savas
Kalenderidis’ti. Kalenderidis, Yunanistan istihbarat ajanıydı. Rütbesi
binbaşıydı. Öcalan’ın Kenya’da paketlenmesinin de yakın tanıklarındandı.
Öcalan’ın Türkiye’ye verilmesi, Yunanistan’da krize neden
oluyor; istihbarat ile politikacılar karşı karşıya geliyordu….
Sayfa-25-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder