19 Tem 2013

KİMİ SEVSEM SENSİN

KİMİ SEVSEM SENSİN - Serdar Sinanoğlu



…zaten senin bağının bülbülü değil miyim? Eğer başka bir suç işlediysem, bunu bilmek elbette benim hakkımdır, söyle, neden bu kafesi bana reva gördün?
Bahçıvan olup biteni anlattı, gülünü kopardığı için kendisini cezalandırdığını söyledi. Bu sefer bülbül sesini daha da yükseltti.
“Yani şimdi sen, yalnızca bir iki gün içinde solacak bir gülü telef ettim diye mi bunu bana reva gördün?.. Bunun için mi hürriyetimi kısıtladın? Bu seninki adalet midir?”
Bağcı merhamete geldi, bülbülü bıraktı. Özgürlüğüne kavuşan bülbül bahçıvana şöyle dedi:
“Ey iyi kalpli aşık, madem ki sen bana hürriyetimi verdin, ben de sana hazine vereyim. Bahçenin falanca yeriniz kaz.”
Bahçıvan orada bir küp altın buldu. Sevindi, yeni gül bahçeleri yapmaya ahdetti. Bu arada bülbülü afeti, her seher şakıyışlarını lezzetle dinlemeye başladı. Ve bir sabah merakını yenemeyip, ona sordu:
“Bahçemdeki hazineyi toprak altındayken biliyorsun da gül dalının yanına kurduğum kapanı gözünün önündeyken nasıl bilmedin?”
“Senin kapanın kaza ve kaderin gereğiydi,” diye başladı sözde bülbül. “Kadere karşı hikmet gözü kapanır. Kişi ne kadar açıkgöz olursa olsun, kazaya karşı kördür.”
Sayfa-21-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder