Bu bölgede inceden İngiltere ve Çarlık Rusyası daha sonra
ABD, Fransa ve Almanya mücadele ederken günümüzde ABD bölgenin ve dünyanın
rakipsiz tek hâkimi rolünü oynuyor gözükmesine karşın; aslında Irak’ın işgali
sürecinde yaşananları değerlendirdiğimizde, Almanya, Rusya, İngiltere,
Fransa’nın bölge ile ilgili politikalarında bir değişiklik olmadığını, Çin,
Japonya, İran gibi yeni aktörlerin de senaryoda rol aldığını görüyoruz.
1.Dünya Savaşı, İngiliz egemenliğinin sonu, ABD’nin dünya
siyasetinin de belirleyici bir rol oynamaya başladığı yılların başlangıcı olmuştu.
İşte böyle bir ortamda “Yeni Dünya Düzeni”ni gerçekleştirmek için ABD’nin,
kuruluşundan itibaren sistemli ve planlı bir şekilde strateji geliştirdiğini ve
“Pax Americana” sistemini kurma yolunda ilerlediğini biliyoruz.
Pax Amerikana Dönemi
18. ve 19. Yüzyılda Avrupa ve dünya sahnesinde yerini almaya
başlayan Amerika, dünyanın stratejik noktalarını, ticari pazarlarını, hammadde
ve enerji kaynaklarını ya doğrudan ele geçirmiş ya da kontrol altına almaya
başlamıştı.
Coğrafi keşifler, Fransız İhtilali, Sanayi Devrimi ile dünya
yeni bir sistemle tanışırken, Osmanlı İmparatorluğu olayları doğru okumayı ve
önlemler almayı başaramadığı için gelişmelerin dışında kalmıştır. Uluslar arası
ilişkilerde gelişmeleri doğru okuyamayan devletler, önce istikrarsızlaşır, sonra
yarı sömürge haline gelir, parçalanır ve sonunda yıkılır. Osmanlı’nın başına
bunların tamamı gelmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu yaşadığı iç ve dış sorunların etkisi
ile gelişmelerin dışında kalıp parçalanırken, 4 Temmuz 1776 tarihinde
bağımsızlığını kazanan ve hazırladığı stratejik planlarla gelişmeleri doğru
okuyabilen ABD’nin, küresel güç olmak için uyguladığı stratejiyi dört aşamaya
ayırabiliriz.
Birinci aşama: Bağımsızlık Bildirgesi ve yeniden yapılanma
dönemi.
Sayfa-33-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder