29 Oca 2014

Merhaba Söğüt – Yavuz Bahadıroğlu



http://kitapascom.blogspot.com/2014/01/merhaba-sogut.html
Merhaba Söğüt – Yavuz Bahadıroğlu


… herşeyi bilmek zorundayız!” Kendisinin kadın olduğunu, erkek işi yapamayacağını söyleyip kılıç kullanmayı öğrenmekte direnen bir kadını kırbaçladığı anlatılırdı. Bunun doğru olmadığını herkes bilirdi ya, Hayme Ana’nın yerine göre sertleştiğine örnek olarak anlatmaktan zevk alırlardı.
Yalnız kadınlar değil, aşiretin erkekleri de Hayme Ana’dan çekinirler, bir dediğini ikiletmezlerdi. Ona karşı korkuyla karışık bir saygı gösterirlerdi hep. Korkuları belki onu az görmelerinden, belki gülmeyi unuttuğunu sanmalarındandı. Oysa Hayme Ana, herkesin bildiği gibi değildi. Akşam çöküp kocası ve çocuklarıyla çadırına çekildiğinde birden başkalaşır, herhangi bir kadın oluverirdi. Kocasının ayağından ediklerini çıkarır, ayaklarına yıkar, çocuklarının etrafında pervaneleşirdi.
Zaman zaman geçmişi konuşurlardı, bazen de geleceği. Gelecek güzel günlerin hayaline dertlerini gömerlerdi. Yoksa Gündüz Alp’i endişelendiren aşiretin geleceği miydi? Gözlerinin dalıp gitmesi dervişin anlattıklarıyla mı ilgiliydi? Kısa görüşmüşler, ama tas tas soğuk ayran içmişlerdi. Sanki Gündüz Bey içinin yangınını, ayranın soğuğuyla söndürmek istiyordu. Şimdi de koca meşvereti topluyordu.
“Gendine de ayran ister misin Gündüz Beyim?” diye sordu, Hayme Hatun.
Gündüz Bey duymadı. Duysa mutlaka cevap verirdi. En azından evet, ya da hayır derdi. Belki sevgi dağarcığından daha uygun kelimeler bulup karısının gönlünü alırdı.
Üzgün üzgün yanından ayrıldı. Avludaki kuyudan ayran küpünü çekerken:
“Bir derdi var Gündüz Beyimin” diye düşündü, “Hem de zorlu bir derdi var. Bilsem belki yardımım dokunurdu.”
Başına birikip yaptıklarını çığlık çığlığa seyreden çocuklara, çaresizliğin doruğunda kızdı. Dündar’ı azarladı.Gündoğ-…
Sayfa -37- 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder